23 Mayıs 2015 Cumartesi

KÜRK MANTOLU MADONNA DEĞERLENDİRME YAZISI

                Kitap, Rasim'in işini kaybetmesi ve iş aramasıyla başlıyor. Daha sonra eski arkadaşı Hamdi'den iş isteyip alır. Kitap Rasim'in bu dönemdeki gözlemlerini ve iş yerinde tanışacağı Raif efendinin ölümü üzerine eline geçen, Raif efendinin gençlik yıllarında yaşadığı bir aşk öyküsü ile devam edip sonlanmaktadır.

                Öncelikle bahsetmek isterim ki Kürk Mantolu Madonna ağza bir parmak bal çalan bir roman. Ana karakterimiz Rasim'in Hamdi ve Raif efendinin ev ahalisi hakkındaki görüşlerine umduğumdan daha az yer verilmiş. Aslında roman çok daha uzun yazılabilecekken Kürk Mantolu Madonna hikayesinin daha ön planda kalabilmesi uğruna, Rasim'in kişisel görüşlerinden feragat edilmiş.

                Aşk öykülerini kişisel olarak etkileyici bulmasam da gerçekten insanı içine sürükleyen bir anlatımı var. Raif efendinin yaşadığı duygu sürüklenmelerini bizzat kendim yaşıyormuşcasına hissedebildim, bu yönüyle kitap güzel bir dile sahip diyebiliriz. Her ne kadar günümüz Türkçesinde kullanılmayan ya da aşina olmadığımız bir çok kelime olsa da iyi yayın evlerinden çıkmış bir baskınından okuduğumdan, bu gibi bilinmeme potansiyeli olan kelimeler için günümüz Türkçesindeki karşılığını not olarak yazmışlar.

                Kitabın Kürk Mantolu Madonna ile ilgili olan bölümünden de bahsedecek olursak, çok güzel bir doğu batı ayrımı sergiliyor. Raif efendi ile Maria'nın ilişkilerinin başlangıcında, Maria'nın aşka ve ona ilgi gösteren birine karşı soğuk tutumuna yönelik Raif efendinin tutumu, doğunun ile batının aşk tasvirleri arasındaki farkı gözler önüne seriyor. Maria umursamaz, kimseye bağlanmayacak biri iken Raif efendi, galeride gördüğü bir resim için bile gecelerce uykusunu kaçıracak, hayal dünyasında bile kendisini tatmin edebilmesi ile tam bir doğu romantizmi sergiliyor. Kitabı bu yönüyle de başarılı buluyorum.

                Romanda başarılı bulmadığım bir diğer nokta karakter çözümlemeleri. Ana karakterlerimiz Raif efendi, Rasim ve Maria'nın düşünceleri ve davranışlarına hakimiz fakat yan karakterler hakkında pek bir görüş belirtemiyoruz. Örneğin Rasim'in kaldığı pansiyonun sahibi kadının kişiliği adına yapabileceğimiz tek yorum; bu kadın belli bir yaşı geçtiğinden ötürü kendine uygun bir koca arama dürtüsüyle hareket eder. Yan karakterlere biraz daha özen gösterilseydi, kurgulanmış bu dünya daha gerçekçi ve kafamızda oturan bir hal alırdı. Bu yönden Dostoyevski en sevdiğim yazardır. Ana karakteri ve onun bütün çevresini analiz edebiliyoruz kitap bittiğinde.

                Sonuç olarak, kitap okuru içine çeken ve zaten sayfa sayısı az olan bu kitabı elinden düşürmeden okumasını sağlıyor. Akıcılığı yönünden başarılı bulsam da daha içinde yazılması gerekenler olduğunu düşünüyorum. Hak etmediği kadar kısa bir kitap. Ayrıca Sabahattin Ali'nin aşk eksenindeki doğu-batı ayrımına yapmaya çalıştığı vurgunun üstüne çok durarak yan karakterleri öksüz bıraktığını söyleyebiliriz. Her şeye rağmen bu etkileyici romanı herkesin okumasını tavsiye ederim.